Yangın ile Rüzgar

Sen bana yangın ol efendim,ben sana rüzgâr...
Tam da öyle oldu diyebiliriz aslında.Sen benim koca yangınım,ben ise senin güzel yaz akşamlarındaki yelin oldum.
Duygular kalpte tutuşuyordu,
diller ifade edemiyordu bu ateşi.
Kadehler dindiremiyordu bu kederi.
Öyle bir şevkdi  ki kadının adama duyduğu,adam duysa kalbi yetmezdi.O kadar sıradandı ki kadınların ona olan aşkı(!) bunu da onlardan biri sanıyordu.Ama kadın ise bir o kadar farkındaydı bu adamın diğerleri gibi olmadığına.Kadın da kendine yediremiyordu.Bir adam için nasıl böyle hissedilir diyordu.Bugüne kadar erkekler de o kadın için karşı cinsten başka bir şey ifade etmiyordu.Sözleri,yürüyüşleri,gördükleri,gösterdikleri hepsi birbirinin aynısıydı ona göre.Nasıl mı oldu peki bu.Kadın bu tek düzeliklerden sıkılmış tam bir karar aşamasında iken o çıkıyor karşısına.Ben geldim der gibi.Kadın umursamaz bir şekilde kendini olayların gidişatına bırakır.Bu gelen adamın da diğerlerinden bir farkı olmadığını düşünür ümitsizce.Günler geçer kadınla adam görüşmeye karar verir.Kadının o günden aklında kalan kendisine uzanan titreyen  bir el,çekingen bakışlar.Kadın şaşkın,adam ürkek...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Vakit Yok

Bende 'sen'